Ekonomist Mehmet Saydam, sosyal medya hesabından özel okul fiyatlarına gelen zamlarla ilgili bir paylaşım yaptı.
Mehmet Saydam yaptığı paylaşımda, “Özel eğitim ücretlerinde kim haklı? Aileler mi, özel eğitim kurumları mı? Neden ücretler bu kadar arttı? Devlet neden müdahale edemiyor?” gibi soruların cevaplarını verdi.
“Son zamanlarda özellikle eğitim maliyetleri hakkında değerli velilerimiz isyanda” şeklinde konuşan Saydam, özel okul ücretlerindeki artışın protesto edildiğini ifade ederek ‘Peki kim haklı? Veliler mi yoksa, özel okullar mı?’ şeklinde bir soru sordu.
Öncelikle bu olayın kim haklı veya kim haksız gerçeği olmadığına değinen Saydam, bu yaşananın sosyoekonomik bir problem olduğuna vurgu yaptı. “Ve adı dahi anılmayan gelmiş-geçmiş tüm hükümet edenlerin yarattığı bir sosyoekonomik kaos” ifadelerini kullanan Saydam, olayı 3 farklı şekilde ve farklı taraflar adına inceledi.
Ekonomist Mehmet Saydam’ın tam paylaşımı şu şekilde:
“1. genel gerçeklik özeti:
Ben 1978 doğumluyum. 1978 öncesi ve yaklaşık 1985-86 tarihine kadar doğan tüm gençler bu ülkede devlet okullarında okudu. Şehit Ertuğrul-Şehit Tuncer-Anafartalar-TMK-20 Temmuz-Namık Kemal vs.
Eşit ve yüksek eğitim kalitesi aldık ve buna karşın ailelerimizin eğitim maliyeti sıfıra yakındı, hepimiz de iyi eğitimler aldık ki birçok farklı alanda konusunda uzman bireyler olarak yetiştik. Bu o dönemki devlet ciddiyetinin ve mesleki olarak o dönemki öğretmenlerimizin başarısıdır.
Ama sonrasında başta devlet ciddiyetinin ortadan kalkması ve eğitim politikalarındaki tutarsız deneme-yanılma ve hatalar, plansız nüfus artışı, altyapı eksikliği ve benzeri birçok nedenlerden dolayı mevcut sistem yıkıldı…
‘HÜKÜMETLER TAM ZAMANLI EĞİTİM POLİTİKASINI 40 YILDIR HAYATA GEÇİREMEDİ’
Daha kaliteli eğitim almak adına özel eğitim kurumları hayata geçti, tam zamanlı eğitim politikasını 40 yıldır hayata geçiremeyen hükümetler, mesaisi saat 17.00 biten bir çalışan anne-babanın, saat 12.30’da okulu biten çocuğunu bırakacak bir yeri olmaması dolayısı ile sadece iyi bir eğitim için değil, çocuğun sokakta kalmaması adına dahi özel eğitim kurumlarına vermek zorunda kaldı…
Eğer devlet okulunda ise de ‘Etüt Merkezlerine’ vermeye başladı. Sadece özel eğitim kurumları değil etüt merkezleri de devlet okulundan saat 12.30’da çıkan çocuklarımızı saat 16.30’a kadar bakıp ek eğitim yaptırmak için ciddi paralar almakta.
‘12.30’DA OKULDAN ÇIKAN ÇOCUĞA AYLIK EN AZ 6 BİN TL ÖDEYİP SAAT 16.30’A KADAR OYALAMAK ZORUNDASINIZ ÇÜNKÜ SİZİN DEVLETİNİZ EĞİTİM İLE ÖZEL-KAMU MESAİ SAATLERİNİ EŞİTLEYEMEDİ’
Eğitim, devlet okulları için de yüksek bir maliyete tırmanmakta. Neden? Çünkü kaliteli eğitim dışında, 12.30’da devlet okulundan çıkan çocuğa aylık en az 6 bin Türk Lirası para ödeyip saat 16.30’a kadar oyalamak zorundasınız çünkü sizin devletiniz 40 yılda eğitim ile özel-kamu mesai saatlerini eşitleyemiyor, maliyeti de ailelere kalıyor.
2. veli açısından:
Yukarıda da bahsettiğim üzere, velilerimiz öncelikli olarak iki sebepten dolayı özel eğitim kurumlarını tercih etmek zorunda kalmıştır. Devlet okullarındaki altyapı eksikliği ve buna paralel olarak gerileyen eğitim kalitesi ile, çalışan bir velinin saat 12:30 da biten okul sonrası çocuğunu bırakacak bir yeri olmayışı.
Bizlerin döneminde bir maliyet oluşturmayan eğitim giderleri, bugünlerde tüm aileleri zorlayan en büyük gider kalemi… Hele de 2 veya fazla çocuğunuz var ise.
Son yıllarda yaşanan ekonomik olumsuzluklar, yüksek enflasyon ve döviz, pahalılaşan hizmet ve ürün maliyetleri karşısında bu yıl yaşanan artışlar kaçınılmaz olmuş ve velilerin genel tüketim gücünü olumsuz yönde etkilemiştir.
‘GEÇMİŞTE BARINMA, EĞİTİM VE SAĞLIK ALANLARINDA HARCAMA KALEMİ EN AZ SEVİYEDE İKEN, BUGÜN AİLELERİN EN YÜKSEK HARCAMASI BARINMA, EĞİTİM VE SAĞLIK’
‘Alım gücünde azalma’ olarak lanse ettiğimiz ekonomik terimin aslında kendi gölgesinde bir cevabı bulunmakta. Geçmişte barınma, eğitim ve sağlık gibi alanlarda harcama kalemi en az seviyede iken, bugün ailelerin en yüksek üç harcaması barınma, eğitim ve sağlık üzerine.
‘PAHALILIK EKONOMİK KRİZİN TEK BAŞINA YARATTIĞI BİR DURUM DEĞİL, BU BİR DEVLETİN YANLIŞ POLİTİKALARININ SONUCU’
İşte bu piyasanın ve/veya ekonomik krizin tek başına yarattığı bir durum değil. Bu bir devletin yanlış politikalarının sonucu ve bedelini yine halk ödemek zorunda.
3. özel eğitim kurumları açısından:
Özel eğitim kurumları genel olarak her yılın mayıs ayında, önümüzdeki dönemin 9 aylık eğitim ücretlerini açıklar… Aileler 9 ay boyunca ne ödeyeceğini bilir ve genelde taksitlendirme metodu ile bütçesini buna göre hazırlar.
Örneğin; bir özel eğitim kurumu 2022-2023 dönemi eğitim ücretini 50 bin TL olarak açıklamıştır. Mayıs 2022 de. Bu tarih sonrasında sadece asgari ücret ve de hayat pahalılığı yüzde 100 oranının üzerinde artış göstermiştir. Bu haziran ve önümüzdeki ocak bu daha da artacak üstelik… Tabii buna bağlı olarak; enerji, gıda, akaryakıt vb. her şey.
‘BELİRSİZ EKONOMİK VERİLER 2023-2024 EĞİTİM DÖNEMİ İÇİN DAHA DA OLUMSUZDUR’
Yüksek enflasyon, belirsiz ekonomik veriler bu artış onaranlarını 2023-2024 eğitim dönemi için daha da olumsuz göstermektedir. Bu yüzden de tüm özel eğitim kurumları olası bu sapmaları hesaba katarak bir yıllık ücret belirlemesinde, geçmiş yıla oran ciddi bir artışa gitmek zorunda kalmıştır.
Sonuç; veliler haklı, özel eğitim kurumları haklı, devlet? 40 yıldır aynı hikaye, üç maymun oyunu; ‘görmedim-duymadım-konuşmadım…’
‘DEVLETİN KENDİ VEREMEDİĞİ EĞİTİMİ VEREN ÖZEL OKULA KISITLAMA GETİRMESİ MÜMKÜN DEĞİL’
Devlet, özel eğitim kurumlarına veya etüt merkezlerinin ücretlerine müdahale edebilir mi? Kesinlikle hayır. Kendi veremediği eğitimi veren özel sektöre kısıtlama getirmesi mümkün değil. Ama devlet, devlet olarak doğru bir eğitim politikası uygulamaya başlasa ve altyapı dahil eğitimin kalitesini artırsa bu ücretlere müdahale etmiş olur ve yaratacağı rekabet ile doğal seleksiyonda sistemi dengeler. Ama bunun için siyasi rant ve sendikal gözlükten sıyrılmış birey ve yöneticilere ihtiyaç var. O da bizim buralarda yok maalesef…