10 Okul Aile Birliğinden ortak açıklama

screenshoteasy (7)

10 Okul Aile Birliği, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı Selma Eylem ile ayrı ayrı yaptıkları görüşmelerin ardından ortak açıklama yaptı.

20 Temmuz Fen Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı Enver Mamülcü, , Kurtuluş Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı Fatma Arpalıklı, Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı Sinan Gürbüz, Oğuz Veli Ortaokulu Okul Aile Birliği Başkanı Coşkun Neşesibol, Güzelyurt Meslek Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı İsmet Rüstemoğlu, Gazimağusa Türk Maarif Koleji Okul Aile Birliği Asbaşkanı Gökay Eser, Cengiz Topel Endüstri Meslek Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı Buket Hızlı, Namık Kemal Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı Arkın Köseoğlu, 19 Mayıs Türk Maarif Koleji Okul Aile Birliği Başkanı Orçun Kamalı ve Akdoğan Polatpaşa Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı Hasan Çakar tarafından oluşturulan platforum tarafından yapılan açıklamada “Doğan anomalinin düzeltilmesi ve tarafların uzlaşmasını sağlaması amacıyla önce Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ardından da Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı Selma Eylem’e yaptığımız ziyaretler ne yazık ki sonuçsuz kalmıştır” denildi.

Açıklamada “Bizler öncelikle Eğitim Bakanlığı ardından da çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerden, çözüm odaklı ve yapıcı adımlar atmasını beklemekteyiz. Bunun için arada köprü görevini görmeye de hazırız” ifadeleri de kullanıldı.

Açıkamada şu ifadeler yer aldı:

“Bir süreden beridir, genelde ülke eğitimi, özelde orta eğitimde gerek alt yapı, gerek ekonomik ve gerekse fırsat eşitliği anlamında birçok sorunlar yaşanmaktadır.

Bizler, ülkemizin güzide eğitim kurumu olan okullarımızın devamlılığının sağlanmasında rol alan ve öğrenci ile öğretmenden sonra, okul idarelerinin üçüncü bacağına yer alan velileri temsil eden Okul Aile Birlikleri olarak, tek gayemiz çocuklarımızın hak ettikleri ortamlarda eğiti alması ve ülkenin geleceğinin bekası için Onların gelişebileceği bir düzen yaratmaktır.

Bugüne kadar deneyimlenmiş tüm uygulamalar bize göstermiştir ki öğrenci-öğretmen-veli bacağından birinin eksik kalması halinde, ‘okul’ dediğimiz düzen bozulmakta, kimi zaman telafisi olmayacak bir duruma evrilmektedir.

Bu kapsamda, öğretmenlerimizin, eğitimde yaşanan sorunları ve en doğal hakları olan kazanımları konusunda eylem ve grev kararı alıp, bunları uygulamalarını, demokratik haklarını kullanmalarını saygıyla karşılamaktayız.

Ancak gelinen aşamada, öğretmenlerin grev nedenlerinden yalnızca biri olan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından önce meclis alt komitesine, ardından da Pazartesi günü görüşülmek üzere Meclis Genel Kurulu’nun gündemine taşınan Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısı, sendika ile bakanlık arasında çekişme konusu olurken, sınav haftasına başlamayı bekleyen çocuklarımız, deyim yerindeyse ‘pinpon topu’ gibi ortada bırakılmıştır.

Bir grup okul aile birliği başkanı, doğan anomalinin düzeltilmesi ve tarafların uzlaşmasını sağlaması amacıyla önce Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ardından da Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı Selma Eylem’e yaptığı ziyaretler ne yazık ki sonuçsuz kalmıştır. Çocuklarımız, Covid 19 pandemisi, deprem derken şimdi de ‘sınav paniği’ yaşamaktadırlar.

Bizler öncelikle Eğitim Bakanlığı ardından da çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerden, çözüm odaklı ve yapıcı adımlar atmasını beklemekteyiz. Bunun için arada köprü görevini görmeye de hazırız. Amacımız ne Bakanlığın yapmış olduğu uygulamaları savunmak ne de öğretmenlerimizin grevini kırmaktır.

Tek derdimiz, ki O’nların da aynı duyguları paylaşmasını bekliyoruz, bu ülkenin geleceği olan çocuklarımızın sağlıklı eğitim görmesidir. Ne yazık ki, okullarımız, ekonomik nedenler gerekçe gösterilerek alt yapı ve donanım olarak istenilen düzeyde değildir.

Üstelik Biz Okul Aile Birlikleri’nin katkıları olmasa, çökmekle yüz yüzedir. Sınavlar kısa sürede çözülebilecek bir sorundur. Ancak, Eğitim Bakanlığının ön gördüğü tam gün eğitime geçilebilmesi için, öğretmenin çalışma saatlerinden daha çok, alt yapı ve beslenme konusu gündemde gelmelidir. Bazı okullarımızın depreme dayanıklı olmaması nedeni ile yıkılması gerektiği, çocukların yeni eğitim döneminde hangi dersliklerde eğitim göreceği gibi sorunlara palyatif çözümler bile üretilemezken, aileler olarak bizim de yıllardır beklediğimiz tam gün eğitime geçilmesi nasıl mümkün olacaktır?

Nüfusun farklı bölgelerde, çeşitlilik göstermesi, ne yazık ki, eğitimde renklilik yerine fırsat eşitsizliği yaratmaktadır. Bundan hareketle, bırakın nüfusun yoğun olduğu bölgelerdeki sınıf sayılarının azaltılarak ek sınıflar açmayı, çocukları, koyacak sınıf bulunamayan okullarımız mevcuttur. İlerleyen günlerde Okul Aile Birlikleri olarak, yasayla ön görülen federasyon oluşumu için de adım atacağız. Bizler, çocuklarımız için elimizden geleni ortaya koyduk ve koymaya da devam edeceğiz.”