Tacan Reynar: Yurt dışında geçirdiğim eğitim süresi “artık KKTC’de yaşamıyor” şeklinde yorumladı

Tacan Reynar

Yüsek Seçim Kurulu (YSK) tarafından milletvetvekilliği adaylığı düşürülen Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Tacan Renar, YSK’nın, yurt dışında geçirdiği eğitim süresini “artık KKTC’de yaşamıyor” şeklinde yorumladığını ve adaylığının bu gerekçe ile düşürüldüğünü belirtti.

Daimi ikametgah kavramının tanımının Yargıtay kararlarında olduğunu fakat YSK kararlarında olmadığını ifade eden Reynar, “YSK kendi üyesi olduğu Yargıtay kararını dikkate almak yerine, ‘es’ geçmeyi tercih etti” dedi.

Reynar, “Yüzleştiğimiz bu ‘niyet’ yorumu karşısında yılacak ve vazgeçecek değiliz. Aksine bu yurda daha fazla tutunmanın yollarını arayacağız” ifadelerini kullandı.

Tacan Reynar’ın açıklaması şu şekilde:

“İlk olarak dün yaşananları hukuken özetleyelim:

-İlçe Seçim Kurulu (Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı, Kıdemli Yargıç ve Yargıç) (3 kişi) adaylığıma yapılan itirazı reddetti. Yurtdışında bulunduğum sürenin KKTC’de daimi ikametgahımı değiştirdiği sonucuna varmadı.

-İlçe Seçim Kurulu’nda yapılan duruşmada adaylığıma itiraz eden kişi avukatı tarafından sorgulanmadım (istintak edilmedim). Hukuk sistemimizde iddiayı yazmanız yetmez, ayrıca bunu duruşma aşamasında sözlü olarak ileri sürmeniz de gerekir. Benim verdiğim ifade ve emareler aksine şahadet ve emare ibraz edilmedi. Bu başlı başına “olumlu iddiayı ortaya koyanın bunu ispat etmesi gerekir” kuralı gereğince, itiraz edenin tüm iddialarının reddedilmesi sonucunu doğurmalıydı. Hatta itiraz eden taraf değil, Kurul re’sen polisi tanık çağırdı ve muhaceret belgesini sunmasını istedi. Kurul tanığı olan polisin sunduğu giriş çıkış belgesini de inceleyen İlçe Seçim Kurulu yine de bu giriş çıkışların ikametgah yerini (KKTC) değiştirmediği sonucuna vardı.

-Önemli bir not, YSK adaylık başvurumu almış, sunduğum ikametgah belgesini geçerli sayıp kabul etmiş ve adaylığımı diğer adaylar gibi geçici olarak ilan etmişti.

-İlçe Seçim Kurulu kararı itiraz eden tarafından istinaf edildi. Ben, benim aleyhime istinaf yapıldığını dün sabah (10.00) öğrendim, duruşma ise aynı gün öğlen saatlerinde yapıldı. Karar gece saat 21.00 raddelerinde okundu.

-Kararın istinaf duruşmasında tanık dinlenmedi, başka emare sunulmadı, itiraz edenin istinafta farklı iddialar yapmasına “usulü bilmediği için” Kurul başkanı tarafından izin verildi, ben İlçe Seçim Kurulu’nun kararında kullandığı mahkeme içtihadı doğrudur dediğimde Kurul başkanı bu içtihadın bu kurul tarafından dikkate alınamayacağını çünkü zaten Kurulun ikametgah konusunda kendi kararları olduğunu, onların dikkate alınması gerektiğini söyledi. Kurulun mahkeme olmadığı söylendi, ki doğrudur, ancak Anayasa gereğince tüm mahkeme kararları tüm idari ve yönetsel organları bağlamaz mıydı? Öyle değil miydi ? Biz bundan sonra YSK’nın uymayı uygun görmediği mahkeme kararlarına devletin kurumları uysun mu diyeceğiz?

-3 yargıçtan oluşan İlçe Seçim Kurulu’nun kararında kullandığı içtihat bir kimsenin daimi ikametgahını belirlemede “niyet”inin önemli olduğunu vurguluyordu.

-YSK’nın 4 üyesi bunu kabul etmedi. Hem de kendisinin atıf yaptığı Kurul kararları aleyhine olmak üzere. Hakkımdaki karar okunurken bu konuda benzer Kurul kararları olduğu söylendi. Ancak YSK’nın bu konuda doğrudan “daimi ikametgah” kavramını yorumladığı başka bir kararı olmadığını da yine kararlarında kabul ettiler.

-Daimi ikametgah kavramının tanımı Yargıtay kararlarında var ancak YSK kararlarında yok ve YSK kendi üyesi olduğu Yargıtay kararını dikkate almak yerine, ‘es’ geçmeyi tercih etti.

-YSK çoğunluk kararı 2020-2021 yılları içindeki pandemi koşullarını da görmezlikten geldi, bu yöndeki beyanımı reddetti.

-Sn. Gülden Çiftçioğlu yazdığı seçme ve seçilme hakkının kapsamı ve uluslararası hukuktaki yeri ile ilgili nitelikli karşı oy kararı bence bir ders niteliğindedir. Tekrar tekrar okunmalıdır.

-Bu konuda daha detaylı hukuki değerlendirmeyi içtihat ve YSK kararlarını da inceleyeceğim bir makalede paylaşacağım.

-Sonuç itibariyle hayatının 39 yılını Kıbrıs’ta geçiren biri olarak, sadece eğitim nedeniyle 2 yıllık bir sürede, kesintili giriş çıkışlarla gidip gelerek geçirmiş olduğum süre, “artık KKTC’de yaşamıyor, daimi ikametgahı burada değil” şeklinde yorumlandı (pandemi koşulları bile dikkate alınmadı.)

-YSK kararları nihai kararlardır ve istinafı yoktur.

-Peki ne yapacağız?

Yüzleştiğimiz bu ‘niyet’ yorumu karşısında yılacak ve vazgeçecek değiliz. Aksine bu yurda daha fazla tutunmanın yollarını arayacağız.

Git burası senin ülken değil artık diyenlere inat, görmek isterse gözünüz görsün, biz buradayız diyeceğiz!”