Tatar ile Erdoğan ortak basın açıklaması yaptı

tc-cumhurbaskani-erdogan-ile-cb-erdogan-ortak-basin-toplantisi-1-so

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan  ortak basın açıklaması yaptı. Ersin Tatar, Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk ziyaretini KKTC’ye yapmasının çok önemli olduğunu söyledi.

Ersin Tatar’ın açıklamasından satır başları şöyle:

Demokratik bir anlayışla seçim yapıp kazandınız. 13. Cumhurbaşkanı olarak bizlerle bir aradasınız. İlk ziyaretinizi KKTC’ye yapıyorsunuz. Bunun anlamı bizim için çok önemlidir. Devletimize her zaman sahip çıktığınızın mesajını veriyorsunuz. Türkiye yüzyılına girerken sizlerin zaferi ve milli zaferiyle şu an da biz de umutlanıyoruz

Sizlerin önderliğinde son 21 yılda Anavatanımız büyük bir değişim gerçekleştirmiştir. Biz Kıbrıs’ta çok acılar çektik. Halen daha farklı oyunlarla aramıza nifak tohumları sokmaya çalışanlar ve beşinci kol faaliyetleri ile bizleri içerden bölmeye çalışanlara verdiğiniz mesajlar yanıt niteliğindedir.

Benim cumhurbaşkanı seçilmemden sonra çok büyük mesafeler kazandık. Egemen eşitlik temelinde bir çözüm olabileceğini tüm dünyaya duyurduk. Biz şu anda resmi müzakerelere geçemiyoruz ama yapıcı önerilerle karşı tarafı uyarıyoruz. Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır. Egemenlik zemininde işbirliği ile bir araya gelebiliriz.
Yeni siyasetin devamı için bizlere verdiğiniz desteğe müteşekkiriz. Sizin desteğinizle Maraş açılımını gerçekleştirdik. Tüm olumsuzluklara rağmen bir milyondan fazla kişi Maraş’ı ziyaret etti. Tüm dünyaya Maraş’ı anlattık, bizimdir dedik.

Mavi Vatanda, Doğu Akdeniz’de küresel gelişmelere bağlı olarak Kıbrıs’ın önemi hep söylenmekteydi. Şu an gelinen noktada sizlerin liderliğinde yine ciddi anlamda dengelerin değişmediği bu noktada Mavi Vatan ve KKTC’nin önemi daha da artmıştır.
New York’taki tarihi konuşmanızla bizlerin gönüllerinde bir kez daha taht kurdunuz. “Halkı yok etmek için yapılan girişimlere artık dur deyiniz, artık KKTC’yi tanıyın” dediniz. Ardından Özbekistan’da gözlemci olarak kabul edilmemiz çağrınızı taçlandırdı. Bu yol tek yoldur. Bu yolun geri dönüşü yoktur.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;

“-14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerini demokrasimize yakışır bir şölen havasında tamamladık. Yüzde 86 gibi bir katılımla gerçekleşen bu seçim dünyada istisna diyebileceğim bir demokrasi şöleniydi. Aziz milletimizin teveccühüyle…

-İlk yurt dışı ziyaretimi KKTC’ye yapmak suretiyle geleneğimizi devam ettirmiş bulunuyoruz. Buradan Azerbaycan’a geçeceğim, bu da geleneğimizin bir parçası.

-3 haziranda göreve başlama törenimize iştirak eden kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bugünde şahsıma heyetime gösterilen hüsnü kabulden ötürü şükranlarımızı sunuyorum

-Gündemimizde tüm konuları ayrıntıları ile ele aldık. Bunlar içinde şüphesiz ki elektrik sorunu ve kablo ile elektrik naklinin sağlanması en önemli adımımız olacaktır.. Artık KKTC’de elektrik kesintileri gibi bir sorun inşallah kalmayacaktır.

-Kıbrıs meselesi ve doğu Akdeniz’e ilişkin mevut durumu değerlenirdik Türk tarafı yapıcı ve sonuç odaklı tutum koymuştur. Kıbrıslı Türklerin haklı talepleri açık ve nettir. Kıbrıs Türkü asla azınlık olmamıştır, olmayacaktır…

-Bu gerçekleri görmezden gelenler adanın tek egemeni olma hayalleri içinde.. Bu saplantıları bir kenara bırakmalarını ve adanın gerçekleriyle yüzleşmelerini özelikle tavsiye ediyorum..

-Yarım asırdır Rum tarafının maksimalist yaklaşımları nedeniyle heba edildi. Kimsenin bir 50 sene daha zaman kaybetmeye tahammülü yoktur. Müzakere masasına geri dönülecekse bunun yolu KKTC’nin tanınmasından geçmektedir.

-Tatar’ın gayri resmi toplantıda ortaya koyduğu ve desteklediğimiz sonuç odaklı vizyon esasen bundan ibarettir.. Cumhurbaşkanı ile bugün Kıbrıs meselesinin Doğu Akdeniz boyutunu da ele aldık. Türkiye ve KKTC’nin çıkarlarını kararlıkla savunma devam edeceğiz…

-Ada etrafındaki kaynakların hakça paylaşımı için önerilerimizin hala masada olduğunu hatırlatmak istiyorum; bölgesel konferans konusundaki önerim de maalesef karşılık bulmadı. Vizyoner adımlarımız karşılıksız bırakıldı. Buna rağmen her zaman diyaloğa öncelik verdim. Anlamsız silahlanma faaliyetlerine girişenler bu teşebbüslerin getireceği riskleri iyice hesaplamalıdır…”

 

 

Bir yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak