Merkez bankaları altın alımlarını artırıyor

ALTIN

Polonya Merkez Bankası 19 ton altın daha satın alarak Mayıs ayında rezervlerini rekor seviyelere taşıdı.

Uzmanlar merkez bankalarının bu yoğun talebinin, enflasyon nedeniyle faiz oranlarının dünya çapında yükselmeye devam ettiği zorlu bir ortamda altın için kritik bir destek sağladığını belirtti.

Polonya Merkez Bankası’nın altın rezervlerinin Mayıs ayında rekor seviyeye ulaşmasıyla birlikte merkez bankalarının altın talebi piyasayı domine etmeye devam ediyor. Çarşamba günü, Dünya Altın Konseyi’nde kıdemli Avrupa, Orta Doğu ve Asya piyasaları analisti olan Krishan Gopaul, Twitter’da Polonya merkez bankasının geçen ay 19 ton altın satın aldığını paylaştı.

Gopaul konu hakkında “Bu, Nisan ayında eklenen 15 ton altının ardından geldi ve altın rezervlerini yeni bir rekor olan 263 tona yükseltti” dedi.

Merkez bankaları altın alımlarını artırıyor
Polonya’nın son açıklaması, Hindistan Merkez Bankası’nın geçen ay rezervlerine 2 ton altın eklemesinin hemen ardından geldi. Bu arada, Uluslararası Para Fonu verilerine göre Çek Ulusal Bankası 1,8 ton altın satın alırken, Rusya rezervlerini 3,1 ton arttırdı ve Kırgız Cumhuriyeti merkez bankası 1,5 ton değerli metal satın aldı.

Bazı analistlere göre, Dünya Altın Konseyi tarafından bildirilen son rakamlar, merkez bankalarının altına olan iştahının bitmediğini gösteriyor. Bazı analistler, merkez bankası talebinin, enflasyon nedeniyle faiz oranlarının dünya çapında yükselmeye devam ettiği zorlu bir ortamda altın için kritik bir destek sağladığını belirtti.

Altın fiyatlarındaki gerileme sağlıklı bir düzeltme
Fiyatlar kısa süre önce ons başına 1950 doların altında iki ayın en düşük seviyesindeki desteği test etmiş olsa da, analistler fiyat hareketinin piyasanın uzun vadeli sağlam bir yükseliş trendinde sağlıklı bir düzeltme gördüğünü gösterdiğini belirtti.

George Milling-Stanley, Kitco News’e verdiği son röportajda merkez bankalarının ABD dolarından uzaklaştıkça altın almaya devam etmesini beklediğini söyledi.

Milling-Stanley “Son 13 yıldaki alımların büyük çoğunluğunun arkasında gelişmekte olan piyasaların merkez bankaları var çünkü ortalama olarak rezervlerinin üçte ikisinden fazlası dolar borcunda ve rezervlerinin yüzde 5’inden azı altında” dedi ve ekledi: “Bu tehlikeli olarak gördükleri bir dengesizlik ve bu dengesizliği gidermek için ellerinden geleni yapıyorlar”

 

 

Bir yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak