Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin AB üyeliğine dair yaptığı son açıklamalar Güney Kıbrıs’ta KKTC ile barış görüşmelerinin başlatılması için bir fırsat penceresi olarak görülüyor.
Güney Kıbrıslı diplomatlar, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan 50 yıl sonra Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği temsilcilerinin atanması önerisiyle Türkiye ile barış görüşmelerine yeniden başlamak istiyor. Türkiye’nin son dönemde Avrupa Birliği ile ilişkilerini, özellikle de vizesiz seyahat ve gümrük birliği konularını müzakere etmek istemesi nedeniyle küçük bir diplomatik fırsat penceresi açılmış olabileceği söyleniyor.
İngiliz gazetesi The Guardian’a göre Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos da süreci yeniden başlatmayı umuyor.
Eski bir İngiliz kolonisi olan Kıbrıs, 1974 yılında Atina’da iktidardaki cuntanın ülkeyi Yunanistan’la birleştirmek amacıyla düzenlediği darbeye karşılık Ankara’nın düzenlediği Kıbrıs Harekatı’ndan bu yana bölünmüş durumda. Aradan geçen yıllarda adadaki yeniden birleşme çabaları defalarca başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak Yunanistan, Türkiye ve Güney Kıbrıs’ta seçimlerin yakın zamanda tamamlanmış olması, 2017 yılında İsviçre’de BM öncülüğünde yapılan ve başarısızlıkla sonuçlanan konferansın ardından müzakereleri yeniden canlandırmak isteyen siyasetçilere daha fazla manevra alanı sağlıyor.
Türkiye o dönemden bu yana iki devletli çözüm konusunda kararlı. Ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) diğer devletler tanımadığı için bu onu hem ekonomik hem de güvenlik açısından Ankara’ya bağımlı kılıyor. Adada 30 bin kadar Türk askeri bulunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan harekatın 50. yıldönümü ve yeni bir havaalanı açmak üzere Perşembe günü adayı ziyaret edecek.
AB üyeliği müzakereleri etkili olur mu?
Guardian’a göre bazıları Türkiye’nin AB üyeliği konusunda müzakereleri yeniden başlatma arzusunun Brüksel’e, Erdoğan’ı Kıbrıs stratejisini yeniden gözden geçirmeye ikna etmek için bir koz verebileceğini savunuyor. Haziran ayındaki son AB konseyi müzakerelerin hızla yeniden başlatılması çağrısında bulunmuş ve “BM öncülüğündeki sürecin tüm aşamalarının desteklenmesinde, elindeki tüm uygun araçlarla aktif bir rol oynamaya hazır olduğunu” belirtmişti. Kıbrıs’ın geleceğine ilişkin görüşmelerin nihai adresi BM olmaya devam edecek olsa da, diplomatlar AB’yi çözüm arayışında etkili olabilecek bir özel temsilci atamaya teşvik ediyor. Kombos, BM özel temsilcisinin Eylül ayındaki BM genel kurulu sırasında atanabileceğini umuyor.
“Adada iki devlet ve iki halk var”
KKTC lideri Ersin Tatar adanın birleşmesine karşı çıkıyor ve Kıbrıs’ın kuzeyinin bağımsız bir ülke olarak tanınmasını istiyor. Tatar bu yılın başlarında Guardian’a verdiği demeçte adada iki devlet ve iki halk olduğunu ve adayı yeniden birleştirerek zamanı tersine çevirmenin kesinlikle imkansız olacağını söyledi.
THE GUARDIAN