Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Makina Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, imzalanan sözleşme-III ile ilgili değerlendirmeyi paylaştığı yazılı açıklamasında, “Bakanlar Kurulu ve KIB-TEK Yönetim Kurulu hakkında suç duyurusu, tüm yasal haklarımıza halel gelmeksizin ve yargı sürecinde delil ve emare sunma hakkımızı saklı tutarız” ifadelerini kullandı.
Bakanlar Kurulu’nun AKSA ile ilgili kararını da değerlendiren Yarkıner, sözleşme -III’ün yasal olmadığını, kamu yararı için değil AKSA’nın kazancı için “zamansız ve mesnetsiz” imzalandığını savundu.
Bakanlar Kurulu’nun 1095- 2023 sayılı kararının yasaya ve enerji arz güvenliği ile ilgili teknik gerek ve şartlara uygun olmadığını savunan Yarkıner, Bakanlar Kurulu’nun sorumluluğunun, KIB-TEK hizmetlerinin iyileştirilmesi ve kamu menfaatini içeren konularda KIB-TEK Yönetim Kuruluna tavsiyede bulunmak olduğunu belirtti.
Bakanlar Kurulu’nun teknik rapor olmadan 175 MW + 35 MW ve aylık 125 milyon KWh enerji üretimi için kapasite kiralanması için karar üretemeyeceğini savunan Yarkıner, bu rakamlar ile yüzde 51 – 49 oranlarının da geçerliliği olamayacağını, böyle bir karara ihtiyaç olmadığını öne sürdü.
“KIB-TEK KURULU GÜCÜNÜN HİZMETE ELVERİŞSİZ HALE GETİRİLMESİ AMAÇLANMIŞTIR”
Yarkıner, AKSA’nın üretim ve sabit alım garantisini artırmak için KIB-TEK’in kurulu gücünü hizmete elverişsiz hale getirmenin amaçlandığını ileri sürerek, şu ifadeleri kullandı:
“Yıl içerisinde yapılacak doğrulamaya göre ihtiyacın yüzde 51’nin KIB-TEK yüzde 49’nun da AKSA tarafından üretileceği belirtilmiştir. İlgi kararda (1095- 2023 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı) doğrulama ifadesi net olarak AKSA’nın üretim ve sabit alım garantisini artırmak için KIB-TEK kurulu gücünü hizmete elverişsiz hale getirilmesini amaçlamıştır. Sözleşme III yapılmadan önce, Sözleşme II’nin kamu yararına doğrulaması yapılsaydı çarenin Sözleşme III olmadığı görülürdü. Sözleşme III ile yetkilerinizi kötü kullanarak/ kamu yararına olmayan bir karar ürettiniz. Bu kararı neden ürettiniz, neden AKSA’nın kazancını KIB-TEK’in kamu yararına üretim yapmasına tercih ettiniz. Bu yanlış kararınızın kamusal yararı yoktur.
KIB-TEK Yönetim Kurulunun imzaladığı sözleşmeyi feshetmediğiniz müddetçe onların hatalarından da müştereken sorumlu olacaksınız.”
“DOĞRUDAN ALIM İLE İLGİLİ İŞLETME VE KİRALAMA O MADDE KAPSAMINDA DEĞİL”
KIB-TEK Yönetim Kurulu’nun sözleşme III’ü imzalarken 20/2016 Sayılı Kamu İhale Yasası’nın 24’üncü maddesi 1’inci fıkrasının (c) bendini esas aldığını savunan Yarkıner, o maddenin doğrudan alım ile ilgili olduğunu, işletme ve kiralamanın o madde kapsamında olmadığını ileri sürdü.
Doğrudan alım tanımının 20/2016 Sayılı Kamu İhale Yasası’nda yapıldığına işaret eden Yarkıner, “Referans gösterdiğiniz yasal istinat ile ilgili sürecin nasıl olacağı ilgi yasanın 52’nci maddesinde yazılıdır. Siz 52’nci maddedeki esasları uygulamadan şaibeli ve muteber olmayan bir sözleşmeye imza attınız, uyarılmanıza rağmen bu hatada ısrar ettiniz” iddiasında bulundu.
1095- 2023 Sayılı Bakanlar Kurulu kararının dikkate alındığını söyleyen Yarkıner, “Hâlbuki ihtiyaç esaslarını sizin tespit etmeniz gerekirdi, bu Bakanlar Kurulu kararı sizin yetersiz olduğunuzun emaresidir. İlgili 1095- 2023 Sayılı Bakanlar Kurulu kararındaki 125 Milyon KWh, yüzde 51, yüzde 49 rakamlarının hangi kapasite, hangi oranlar ve hangi gerekçeler ile alındığını Bakanlar Kuruluna sormanız gerekirdi.” dedi.
Yarkıner, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Sormadınız şimdi mahkemede açıklayacaksınız. Bakanlar Kurulu’nun size böyle bir talimat verme yetkisi yoktur. Sizin de böyle bir kararı istinat göstererek ihtiyaçları, KIB-TEK kurulu gücünü ve kamu menfaatini yok sayarak sanki böyle bir Bakanlar Kurulu kararının istinadı varmış gibi Sözleşme III’ü (muteber değil) yapamazsınız. Görev tanımınız, sadece kamusal yarar ispat edilirse böyle bir Bakanlar Kurulu kararı üretilir. Eğer AKSA ile sözleşme yapılması gerekiyor idiyse neden Bakanlar Kurulu kararını beklediniz?”
“ESAS GÖREVİNİZ KIB-TEK’İN KURULU GÜCÜNÜN HİZMETE HAZIR HALE GETİRİLMESİ”
Santrallerin kurulu gücü ile AKSA’nın belirttiği (KAP’a bildirdiği ) güç ve teknoloji farklı olmasının nedenlerini soran Yarkıner, “KIB-TEK kurulu gücü neden hizmet veremiyor, onların hizmete hazır hale getirilmesi esas görevinizdir. Neden yerine getirmiyorsunuz? Sözleşme II’yi alelacele neden feshettiniz? Ettiniz mi? Ederken yasal süreci takip ederek teminatı AKSA’ya iade ettiniz mi etmediyseniz neden etmediniz?” diye sordu.
Kablo enterkonnekte çerçeve anlaşması olması için kapasitenin, maliyetin, garanti süresinin, teknik ve idari mevzuatın ihtiyaçlarını karşılayacak ve kamu yararına uygun olacak, doğal kaynakların istifade edilecek esasların ve EXWORK enerji tedarik maliyetinin ve kaynağının da belli olması gerektiğini söyleyen Yarkıner, şu ifadeleri kullandı:
“Bunlar belli olmadan sözleşme III’e neden yazdınız? Sözleşme III’te enterkonnekte sistem ile ilgili maddeler sadece AKSA lehine. Hani KKTC de enerji satacaktı? KKTC kablo ile elektrik satabilmesi için ihtiyaç duyulan solar tarlaların/sistemlerin teknolojisi ve kurulumların yüzölçümü, maliyetini dikkate aldınız mı? Ekonomik mi? Hangi mühendislere hesaplattınız? Ülkenin mühendis odalarından neden görüş almadınız? Kamuyu bilgilendiriniz. Sözleşme III’te kabloyu neden sıkıştırdınız bu yasal değil. Her durumda AKSA mutlu olsun diye mi? Sözleşme III 19.10′ uncu madde sizin eseriniz, başarınız mı yoksa AKSA yazıp size imzalattı mı? Yoksa bağlı olduğunuz makamdan bir kâğıda yazılı olarak mı geldi?
Kiraladığınız fosil yakıtlı enerji üretim teknolojisi ile Sözleşme II’deki kiralanmış olan teknoloji tamamen aynı. Maddeleri de tamamen aynı, tek değişen ödemedeki kur. Sözleşme II’de fatura tarihi esastı sözleşme III de ise ödeme tarihi esas oldu. Yani farklılık sadece ve sadece AKSA‘nın vahşi karını korumak oldu.”
Yarkıner, açıklamasında onaylanmayan ve montajı tamamlanmayan üretim teknolojisi için kiranın neden 1 Ağustos tarihinde başlatıldığını sorarak, şunları kaydetti:
“Başlattınız mı? Başlatmışsanız aldığınız teminat mektubunun suretini ve Maliye Bakanlığı’ndan mühürlenen sözleşmeyi kamu ile paylaşır mısınız? Kesin teminat tutarı eğer Sözleşme II’nin mektubu ise; AKSA sizi bu konuda nasıl ikna etmiş olabilir? Kapasite artırmadan kirayı neden artırdınız? Sözleşme II bitmeden artırmak için mi kablo safsatasını uydurdunuz? Yazık değil mi bu ülkenin insanına? LNG safsatasını neden AKSA ile birlikte gündeme alacaksınız? LNG depolama, tedarik ve taşıma maliyetlerini, mevcut kurulu tesislerin iptal edilme maliyetlerini hesapladınız mı? Siz KKTC’nin elektrik arz güvenliği konusunda sorumluluk alabilecek bilgi ve olgunlukta olduğunuza inanıyor musunuz?
Sözleşme III’ün giriş kısmında yaptığınız müzakereler sonucunda bu sözleşmeyi imzaladığınızı beyan ettiniz. Neyin müzakeresini yaptınız? Müzakere dokümanları bu proje dosyasında var mı? Müzakere evraklarında kimin hazırladığına dair imza var mı? Müzakere konularını teknik birimlerle ve tedarik birimleri ile görüşüp onlardan imzalı aldınız mı? Eğer müzakere konularınız muteber evraklar ise kamusal sorumluluğumuz gereği bir kez de buradan istiyoruz: Bu sözleşmeye esas olan teknik rapor ve belgeleri ve müzakere dokümanlarınızı bizimle paylaşınız.”
“KIB-TEK VE AKSA YAKIT TÜKETİMLERİNDE DE BİR HATA OLDUĞUNU DEĞERLENDİRİYORUZ”
KIB-TEK ve AKSA yakıt tüketimlerinde bir hata olduğunu değerlendirdiklerini savunan Yarkıner, “Bu yakıt tedarikine esas olan faturalardaki miktarın (AKSA ve KIB-TEK’in ) envantere dâhil edilip teftişini yaptırdınız mı? Senelik 2- 3 Milyon USD kadar kaçak olabileceği konusunda hesaplamamız var” dedi.
KIB-TEK santrallerinin kurulu kapasitesinin AKSA kurulu kapasitenin çok üzerinde (2 mislinden fazla ) ve tek başına ihtiyacı karşılayabilecek yapıda olduğunu belirten Yarkıner, “O zaman sizin bu çareyi AKSA’da görmekteki gerekçeniz ne ve bu alım garantisini nasıl hesapladınız KIB-TEK’in üretim tesislerinin üretemez olmasının sebebini ve neden tamirlerinin yapılmadığını (4 yıldan beridir ) kamu ile neden paylaşmıyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
Yarkıner, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Sözleşme II’deki teminat tutarı doğru muydu ki aynı teminatı istediniz, bunun yasal istinadı da yok. Siz bu kararı alarak yetersiz teminat miktarı ve pul vergisini ödememesi için kendisine yardım ettiniz. Sözleşme II’deki teminat tutarı da yanlıştı, sözleşme II’ de Maliye Bakanlığı’na imzalatılmamıştı. Sözleşme II de, sözleşme I de, tıpkı şimdiki gibi geçersizdi. Siz bu şaibeli işleri düzeltmek yerine neden daha da ağır şartlarda devam ettiriyorsunuz? Teminat tutarı İlgi (b) gereği en az yüzde 5 olur. Sizin Madde 7’de talep ettiğiniz teminatın gerekçesi dikkate alındığında yüzde 10 tutarında teminat almanız gerekirdi. Ne kadar aldınız?
Sözleşme II, Maliye Bakanlığı’ndan sözleşme tutarının yüzde 0.5 oranında mühürlendi mi? Siz de Sözleşme III’ü aynı oranda mühürlettiniz mi? Ne yaptığınızı kamu ile paylaşınız. Eğer mühürletmemişseniz 135 Milyon USD AKSA’nın Maliye’ye ödemesi gerekir.
Sözleşme II’nin de Sözleşme III’ün de fihristi tıpa tıp ayni. Ancak Sözleşme III deki konular farklı. Sözleşmeleri okumadınız mı?
Bu imzaladığınız sözleşme sizin kendi görev mevzuatınıza da uygun değil. İlgi (b)’nin 6’ncı maddesindeki temel ilkeler maddesine de uygun değil. Bu kadar hatanın bir yerde olması ve sonucunun vahim olması sehven yapılacak bir hata değildir. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Üülkemizin elektrik enerjisi arz güvenliği ile ilgili prensipler dikkate alınsaydı bu sözleşmeler imzalanmazdı. Bu sözleşmeler ve AKSA’yı tek çare olarak sunan Bakanlar Kurulları, KIB-TEK’ten sorumlu Bakanlar ve yönetim kurulları ülke yararına en uygun sonuçları bulabilirdiler.
Ancak aynı hatanın ders alınmadan 3’üncü kez ve AKSA’nın tek başına enerji üretimini sağlayacak hale gelmesine sebep olacak 3’üncü sözleşme Kıbrıs Türk halkının nefes borusunu tıkamaktır. İmzalanan sözleşme III’teki mesleki disiplinimizle ilgili maddeler didik didik okunmuştur, değerlendirilmiştir, yasaya ve kamu menfaati esaslarına ve görev tanımlarına uygunluk açısından incelenmiştir. Bu incelemenin sonucunda bir kısım değerlendirme burada kamu ile paylaşılmıştır. Ancak yasal süreç içerisinde ilave belge ve bilgi sunma hakkımız saklıdır.”