Denktaş: İnsanlar artık ek işler yapmak zorunda!

Denktaş

Demokrat Parti’nin (DP) eski Genel Başkanı Serdar Denktaş Kıbrıs Postası’nda yayınlanan Ledra Sohbetleri isimli programa katıldı.

Hükümete yönelik eleştirilerde bulunan Denktaş, yöneticileri plansız ve programsız bulduğunu söyleyerek “Hükümetin yaptığı iyi bir şey yok. Hükümetin yaptığı güzel bir şey olsa da onu konuşsak diye bekliyorum bazı günler ama ne yazık ki böyle bir gün olmuyor. Bir idaresizlik var. Günübirlik yaşam şekli büyük boyutlara ulaştı. Bir hedef, bir plan, bir program koymuyorlar ortaya ve en kötüsü de bir umut vermiyorlar insanlara. Hükümete olan kızgınlığını devlete yansıtan bir kitle giderek büyüyor. Bunu da farkında olmadıklarını düşünüyorum, çünkü aksi halde bilerek yapıyorlar diye düşünmek zorunda kalırız. İnsanı devletten uzaklaştırıp, Türkiye’den soğutuyorlar görmedikleri şey bu. Gidişatın farkında değiller.” diye konuştu.

“VATANDAŞ ARTIK İKİ İŞTE ÇALIŞIYOR”

Denktaş, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi gündeme getirerek insanların artık ek işler yapmak zorunda kaldıklarını belirtti. “İnsanımız iki işte çalışıyor artık, bir ev bir araba almak, çocuğunu okutabilmek için. Bu durum aslında yasaktır ve kayıt dışı gelirdir ama yapıyor insanlar. Sosyal devlet anlayışımız çok geride kaldı. Engellinin ve ihtiyaç sahibinin yaşamını sürdürebilmesi için yeterli miktarları ödeyemiyoruz. Bütün bunların düzelmesi gerekir” diyen Denktaş, “Devlet bütçesinin yüzde 86’sı memur maaşlarına ve sosyal transferlere gidiyor. Bu oran çok yüksek, yüzde 70’ler civarına düşmesi gerekir. Ama diyelim ki düşmüyor, bu durumda da geriye kalan yüzde 14 ile bir iki yıllık planlar içinde sadece yollara veya sadece eğitime harcama yapılacak diye belirlenirse yine bu sorunlar giderilebilir. Tabi bu planlar için bir buçuk yılda bir hükümet değişikliğinin de olmaması gerekir, o ayrı bir konu. Gelirlerimizin artması ve kendi öz gelirlerimizle yollarımızı, okullarımızı tamir etmek elbette ki mümkün. Fakat bunun için bürokrasinin iyi işlemesi gerekir. İyi bir bürokrat ekiple konsantre olunursa gelirlerimiz artırılıp, giderlerimiz düşürülebilir” ifadelerini kullandı.

“İŞ BİRLİĞİ FIRSATLARI YARATMALIYIZ”

Siyaset dışı iş birliklerinin siyasi görüşmelerden daha faydalı olacağını vurgulayan Denktaş, geliştirilecek olan sanatsal, kültürel ve eğitim amaçlı iş birliklerinin siyasiler üzerinde bir baskı kuracağını söyledi. Son zamanlarda Azerbaycan ile geliştirilen iyi ilişkilerden örnek veren Denktaş, “Azerbaycan ile hemen bir siyasi tanınma mümkün değil, ama açılan bu pencerede kültür, eğitim, sağlık ve çevre gibi konularda iş birlikleri ortaya koymamız lazım. Siyaset, devletler arasında duvarlar örebilir ama sanat ve kültür o duvarları delip geçmeyi başarır her zaman. Güney’e de bu iş birlikleri ile gitmemiz gerekir. Rum tarafının idarecileri üzerinde en çok etkiyi iş insanları yapar. Bizim de o iş insanlarıyla iş birliklerine açık olmamız lazım, fırsatlar sunmamız gerekir ki, gelsinler iş birliklerine başlasınlar. Bu iş birliklerinin sonunda da bir takım fayda elde etsinler ve görsünler ki Türkiye aslında onlar için de bir fırsattır. Bunun sonunda da kendi idarecilerine bizimle ilişkilerini düzeltmesi noktasında baskı yapmaya başlayacaklardır. Şu anda böyle bir ihtiyaçları yoktur, bu ihtiyacı bizim yaratıp önlerine koymamız lazım” açıklamasında bulundu.

“PARA KAYNAKLARINI KESMEK DEĞİL, KONTROL ALTINDA TUTMAK”

Geçen yıllara göre ülkeye gelen öğrenci nüfusundaki düşüşü ekonomik bir kayıp olarak değerlendiren Denktaş, üniversitelerin ve ülkeye gelen öğrencilerin bir gelir kaynağı olduğunu hatırlatarak, bu gelir kaynağını kesmeye yönelik çalışmaların ekonomi açısından son derece yanlış olduğunu söyledi. Denktaş “Ülkeye gelen yabancıları kontrol edemiyoruz diye, ekonomimizin su yolunu kesmeye kalkarsak kendimize büyük bir kötülük yapmış oluruz. Adeta kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz. Mesela öğrenci diye ülkeye girmiş olan bir yabancının öğrencilik yapmadığını tespit edip, ülkesine gönderilmesini sağlamalıyız. Yabancılara mülk satışında da aynı sorunu yaşıyoruz. Bunu tamamen ortadan kaldırmaktansa disipline etmemiz gerekiyor” dedi.

“İSİAS OTEL SUÇLULARI OLASI KASTTAN YARGILANMALI”

İsias Otel davasını yakından takip ettiğini belirten Denktaş, davanın seyrini değiştirecek bir emsal davaya dikkat çekti. Denktaş, “İsias Otel davasında bir emsal dikkatimi çekiyor. Maraş’taki Ezgi Apartmanı’nın yıkılmasından sorumlu olanlara olası kast üzerinden dava açılıyor ve 700 yıl hapis isteniyor. İsias Otel’de ise yirmi beş buçuk yıl, bilinçli taksirden dava açılıyor. Üstelik çok benzer suçlar işlenmiş bu iki binada. Neden birinde olası kast üzerinden dava açılırken, diğerinde bilinçli taksir üzerinden açılıyor? Bu iki kavram arasında çok ciddi fark var. İsias Otel için de Şampiyon Meleklerimizin ailelerinin istediği gibi olası kast üzerinden dava açılması gerekiyor. Ayrıca yirmi beş buçuk yıl, bu cinayeti işleyen kişilerin yedi sekiz yıl hapis yattıktan sonra çıkmaları demektir. Sadece inşaatta kolon kesenlerin değil, o izni veren, kontrol gerçekleştirmeyen kişilerin de ceza alması lazım. Davayı yakından takip ediyorum. Hükümetimizin de davaya nasıl daha etkili müdahil olunur onun yollarını bulması gerekir” ifadelerini kullandı.