

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Kolordu Komutanlığı’ndaki iftarda askerlerle bir araya geldi.
Buradaki konuşmasına Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensuplarını selamlayarak başlayan Erdoğan, 11 ayın sultanı Ramazan’ı tebrik etti.
Rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu mübarek ayda askerlerle beraber olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, devletin bekası ve milletin güvenliği için canı pahasına görev yapan askerlere başarılar diledi.
“Rabbim, askeri, polisi, jandarması, güvenlik korucusu ve istihbaratçısıyla tüm güvenlik güçlerimizin yardımcısı olsun. Onları her türlü kazadan, beladan, saldırıdan, ihanetten muhafaza eylesin.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün Çanakkale Deniz Zaferimizin 109’uncu yıl dönümünü idrak ediyoruz. Sabah ilk olarak Çanakkale’de aziz şehitlerimizi ziyaret ettik. Dünyanın en modern ordularına karşı ‘Çanakkale geçilmez’ dedirten o büyük kahramanları rahmetle, tazimle yad ettik. Çanakkale Savaşları ile birlikte İstiklal Harbimizde, Kıbrıs Barış Harekatında, terörle mücadelede, 15 Temmuz’da vatanı için, bayrağı için, hürriyeti için, onuru için toprağa düşen şehitlerimize de bu vesileyle Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Burada şu hususun altını çizmek istiyorum, Çanakkale sadece bizler için bir deniz zaferi değil. Bir milletin küllerinden yeniden doğuşunu müjdeleyen direniş ruhudur. Çanakkale, bir iman okyanusudur ve o iman okyanusunda 20’nci Yüzyılın Haçlı Ordusu Çanakkale’ye gömülmüştür. Çanakkale, tarihin en büyük deniz zaferlerinden birisi olduğu kadar, aynı zamanda parçalanmak istenen bir devletin, yok edilmek istenen bir milletin yeniden ayağa kalktığı, imanını ve inancını tazelediği büyük bir kıyamdır.”
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Deniz Zaferi’nin, geçen sene 100’üncü yılı gururla kutlanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni doğuran ana, büyüten beşik olduğuna işaret ederek, “Milletçe hep beraber Çanakkale ruhuna ne kadar sıkı sahip çıkarsak, geleceğimize o derece güvenle bakacağımıza inanıyorum.” dedi.
“GÜNEY’E YÜKLENMİŞ OLSAYDIK, KIBRIS TAMAMEN BİZİM OLURDU”
Kahraman Mehmetçiklerin yanı sıra istikbalin güvencesi olan gençlerin de şehitlik ve şehadet bilincine sahip olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları ifade etti:
“Asker millet olarak nam salmış, bu vasfıyla dünyada temayüz etmiş bir milletin mensupları olarak, bizi biz yapan temel değerlerden şehadet şuurunun zayıflamasına asla izin veremeyiz. Her karışında bir aslanın yattığı vatan topraklarını başka türlü muhafaza etmemiz mümkün olmaz. Bu gerçeğe yakın tarihimizde defalarca şahitlik ettik. Kıbrıs Türkleri daha bundan yarım asır önce soykırımın eşiğinden döndü. 1974 Barış Harekatında ülkemizin dört bir köşesinden subayı, astsubayı, eriyle tam 498 Mehmedimiz şehit oldu. Tüm baskılara rağmen, şayet Türkiye’nin müdahalesi olmasaydı, bugün ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olurdu ne de Kıbrıs Türkleri kalırdı. Hatta belki de güneye yüklenmiş olsaydık, bugünün bir evladı olarak söylüyorum, artık güney-kuzey diye bir şey kalmaz, tamamen Kıbrıs bizim olurdu.”

