Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan doğal gaz krizi iyileşme belirtileri gösteriyor. Ancak uzmanlara göre düşen gaz fiyatları daha büyük sorunları gizliyor.
Avrupa kış aylarını gaz depolama tesislerinin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmasıyla geride bırakıyor. Bu gaz bolluğu toptan piyasa fiyatlarının düşmesine ve evlerdeki enerji faturalarının en son Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgalinden önce görülen seviyelere inmesine olanak sağladı. Peki, evlerde ısınma ve elektrik için yüksek maliyetlerin pençesinde geçen yılların ardından Avrupa’nın enerji krizi sona erdi mi? Uzmanlar, azalan gaz ve elektrik piyasaları ile düşen faturaların, gelecek on yıla yayılabilecek daha derin bir ekonomik çıkmazı gizlediği konusunda uyarıda bulunuyor.
Enerji krizinin aslında sona ermediğini belirten ICIS’in gaz analizleri başkanı Tomas Marzec-Manser, “Krizi yönettiğimizi söyleyebilirim. Ancak daha geniş ekonomik tablo kendi başına bir canavar haline geldi” ifadelerini kullandı. Şubat 2022’deki Ukrayna işgalinden önceki on yıldan fazla bir süre boyunca Rus boru hatları Avrupa’nın tek ithal gaz kaynağıydı. Moskova’nın saldırısından sonra bu ithalat 2019’daki zirvesine kıyasla üçte iki oranında düşerek toptan satış fiyatlarını kriz öncesi seviyenin neredeyse 10 katına çıkaran bir piyasa şokuna neden oldu.
Arz sıkıntısı hafifledi
Bugün, pandemi sonrasında ilk kez ortaya çıkan ve Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın ardından tırmanan acil gaz arzı sıkıntısının hafifleme belirtileri göstermeye başladığına dair açık işaretler var. Sektör kuruluşu Gas Infrastructure Europe’a göre Norveç’ten boru hattı ithalatı ve ABD’den deniz yoluyla gelen kargolar sayesinde Avrupa, Rus tedarikine erişimi olmadan geçirdiği ikinci kıştan, gaz depolarının yüzde 59 gibi rekor bir oranda dolu olarak çıktı.
Fiyatlar düşmeye devam edecek
ICIS’e göre gaz depoları bu yılın Eylül ayı başında yüzde 95 oranında dolacak ve AB’nin Kasım ayına kadar tesislerini yüzde 90 oranında doldurma hedefinin oldukça üzerinde olacak. Bu gaz bolluğu piyasa fiyatlarının düşmeye devam edeceği anlamına geliyor. İlk tahminler, Avrupa’nın gösterge gaz fiyatının Nisan’dan Eylül’e kadar yaz ayları boyunca ortalama 28,32 €/MWh seviyesine düşebileceğini gösteriyor; bu rakam geçen yılın yaz aylarındaki ortalamaya göre yüzde 17’den fazla düşüş gösterse de 2019 yazında kaydedilen 11,58 €/MWh’lik ortalamanın iki katından fazla.
Elektrik piyasaları için gösterge fiyatların geçen yaza kıyasla üçte birinden fazla düşerek Nisan ve Eylül ayları arasında ortalama 63,18 €/MWh’e gerileyeceği ve 2020’den bu yana en düşük yaz değerine ulaşacağı tahmin ediliyor. Avrupa’nın enerji piyasalarındaki düşüş evlere de yansımış durumda. Birleşik Krallık’ta, düzenleyici kurum Ofgem’in tedarikçilerin birim gaz veya elektrik başına alabileceği maksimum fiyatı belirleyen enerji tavan fiyatı, son iki yılın en düşük seviyesine indi.
Hayat pahalılığı krizine yol açtı
Marzec-Manser’e göre düşük fiyatlar enerji krizinin sona erdiğini ifade etmek için tek başına yeterli değil.. Dikkate alınması gereken daha geniş bir ekonomik tablo var. Marzec-Manser, piyasa fiyatlarındaki son düşüşün kısmen enerji krizinin neden olduğu ekonomik kasvetten kaynaklandığını söylüyor. Artan enerji faturaları büyük ekonomilerde enflasyonu tetikleyerek, tüketicilerin yeni ürünlere olan talebini yavaşlatan bir hayat pahalılığı krizine yol açtı.
Sanayi talebindeki bir toparlanma, gaz fiyatlarının pandemi öncesi düşük seviyelere inmesini engelleyecek ve Avrupa’nın daha pahalı gaz kaynaklarına giderek daha çok bağımlı hale geldiğinin altını çizecektir. AB ülkeleri Rusya’dan ithal ettikleri gazı genellikle deniz yoluyla gelen sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kargolarıyla ikame ederek, ekonomik toparlanmayı besleyecek gazı sağlamak için yeni ithalat terminallerine yapılan yatırım dalgasını tetikledi. Temiz enerji savunucuları, hükümetleri Rus gaz ithalatını yerli yenilenebilir alternatiflerle değiştirmek için daha fazlasını yapmaya çağırdı. Ancak Avrupa’nın zayıf piyasa fiyatları, temiz enerji geliştiricilerinin ekonomileri fosil yakıtlardan uzaklaştırma konusunda kendi rollerini oynamalarını zorlaştırıyor olabilir.
ICIS’te analist olan Robert Jackson-Stroud, birçok enerji alıcısının, toptan elektrik fiyatları için ileriye dönük eğriye dayanan indirim oranlarında yenilenebilir enerji tedariki için uzun vadeli anlaşmalar yaparak daha düşük enerji maliyetlerini kilitleme fırsatını yakaladığını söylüyor. Pek çok geliştirici için rüzgar ve güneş enerjisi çiftlikleri de dahil olmak üzere yenilenebilir enerji projeleri inşa etmenin maliyeti, enerji krizinin tetiklediği tedarik zinciri enflasyonu nedeniyle arttı. Ancak yine de önümüzdeki yıllar için tahmin edilen daha zayıf enerji fiyatlarına dayanarak ürettikleri elektriği satmaları isteniyor.