İsrail’in Refah saldırısı Mısır ile 45 yıllık barışı zorluyor

Refah

İsrail’in, Mısır’a verdiği güvenceleri yerine getirmeden Refah sınır kapısına yaptığı saldırılar iki ülke arasında da krize neden oldu. Kahire diplomatik ilişkilerin seviyesini düşürmeyi ve İsrail’i soykırımla suçlayan uluslararası bir davaya katılmayı değerlendiriyor.

Tarihi barış anlaşmasından bu yana geçen yaklaşık 45 yılda İsrail ve Mısır, her iki ülkenin de ulusal güvenliğinin temelini oluşturan, hiçbir zaman sıcak olmasa da yakın bir ilişkiye sahip önemli ortaklar haline geldi. İsrail’in Refah saldırısı tüm bunları ortadan kaldırmakla tehdit ediyor. Mısırlı yetkililer, Arap askeri, siyasi ve kültürel gücünün merkezi olan Mısır’ın İsrail ile diplomatik ilişkilerini azaltmayı düşündüğünü söylüyor. Mısır geçtiğimiz günlerde Güney Afrika’nın İsrail’i soykırımla suçladığı davaya katılacağını açıkladı. Mısır, İsrail güçlerinin sınır kapısının Filistin tarafını ele geçirmesinin ardından Gazze ile olan sınırını yeniden açmayı reddetti.

1979’dan bu yana yaşanan en kötü kriz
1979’daki Mısır-İsrail barış anlaşmasını müzakere eden aynı adlı Mısır cumhurbaşkanının yeğeni Muhammed Enver Sedat, mevcut anlaşmazlığın o tarihten bu yana iki ülke arasında yaşanan en kötü ikili kriz olduğunu söyledi. Mısır Parlamentosu’nun eski bir üyesi olan Sedat, “Şu anda bir güven eksikliği var. Ve aslında şu anda her iki tarafta da bir tür şüphe var” dedi.

Mısırlı yetkililere göre mevcut açmaz, İsrail’in geçen hafta Mısır ile Refah sınır kapısının Gazze tarafının kontrolünü ele geçirdiği askeri operasyonu başlatmadan Mısır’a sadece saatler öncesinden haber vermesiyle başladı. Mısırlı istihbarat yetkililerine 6 Mayıs’ta beklenmedik bir şekilde iletilen ani mesaj, bir milyondan fazla Filistinlinin barındığı Refah’a yönelik uzun süredir tehdit altında olan saldırı konusunda İsrail ve Mısırlı askeri ve istihbarat yetkilileri arasında aylar süren dikkatli müzakerelerin ardından geldi.

“Bu güvencelerin hiçbiri gerçekleşmedi”
İsrail daha önce Refah’la ilgili planları hakkında Mısır’ı bilgilendirdi, Kahire’ye kuşatma altındaki bölgeye insani yardım için kilit bir giriş noktası olan sınırın etkilenmeyeceği ve buradaki Filistinlilere bölgeyi güvenli bir şekilde tahliye etmeleri için haftalar verileceği konusunda güvence verdi. Olaylar hakkında bilgi sahibi olan Mısırlı bir yetkili “Bu güvencelerin hiçbiri gerçekleşmedi, İsrail bize geçide girmemiz konusunda çok kısa bir süre verdi” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Refah sınır kapısının kontrolünü ele geçirmenin Hamas’ın kaçakçılığını engellemek için gerekli olduğunu daha önce dile getirdi. Bir dizi savaşın ardından İsrail ve Mısır 1979’dan bu yana önemli bir güvenlik ortaklığı geliştirdi. İki ülkenin orduları, özellikle de Mısır’ın kuzeyindeki Sina bölgesinde IŞİD’in yenilgiye uğratılmasına yardımcı olmak üzere istihbarat paylaşımında bulundukları Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi yönetimindeki son on yılda yakın işbirliği içinde çalıştı.

Kilit arabulucu konumunda
İki ülke halen istihbarat paylaşımı ve güvenlik konularında işbirliği yapıyor. Mısır, barış anlaşmasına bağlı olan milyarlarca dolarlık ABD askeri yardımına bağımlı. Ancak Refah operasyonu son derece gergin olan ilişkileri daha da gerdi. Mısır, Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını ve Gazze’de ateşkes sağlanmasını amaçlayan bir anlaşma için İsrail ile Hamas arasında yürütülen dolaylı görüşmelerde kilit arabulucu konumunda.

Daha önce İsrail’in Mısır’la askeri irtibatını yöneten emekli İsrailli Tuğgeneral Assaf Orion, “Gafil avlanmaktan hoşlanmıyorlar ve bunu yüksek sesle ve başka yollarla dile getiriyorlar” dedi. Mısır-İsrail ayrışması, bir ateşkes anlaşmasına aracılık etmekte zorlanan ve geçen hafta Refah’a yönelik saldırıdan geri adım atması için baskı yapmak amacıyla Gazze’deki savaşta kullanılan bazı bombaların İsrail’e teslimatını durdurma kararı alan Biden yönetiminin karşı karşıya olduğu zorlukları artırıyor. İki ülke arasında 1979’da imzalanan anlaşmaya aracılık eden ABD, Mısır’ın çatışmadaki arabuluculuk rolünü takdir ediyor.

Mısır, İsrail’in Refah işgalini ABD ve Avrupa ülkelerine protesto ederek operasyonun barış anlaşmasını tehlikeye attığını söyledi. İlişkilerin kötüleştiğinin bir başka işareti olarak Mısır Dışişleri Bakanlığı pazar günü Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’i soykırımla suçladığı davaya katılacağını açıkladı. İsrail bu suçlamaları şiddetle reddediyor. İsrail, Refah’taki mevcut operasyonun henüz kente yönelik tam kapsamlı bir kara işgali olmadığını söylese de, Birleşmiş Milletler’e göre saldırı şimdiden yaklaşık 360 bin Filistinliyi yerinden etti.

Diplomatik ilişkilerini azaltmayı düşünüyor
Mısır ayrıca geçen haftaya kadar İsrail’in tam kontrolü altında olmayan son giriş noktası olan Refah sınırını işletmek için İsrail ile işbirliği yapmayı reddediyor. Bu geçiş noktası insani yardımların şeride girebildiği çok az sayıdaki giriş noktasından biriydi. Mısır ve İsrail’in bölgeyi terk etmesine izin verdiği az sayıdaki Gazzeli için de tek çıkış noktasıydı. Mısırlı yetkililer ayrıca Tel Aviv’deki büyükelçilerini geri çekerek İsrail’le diplomatik ilişkilerini azaltmayı düşündüklerini söylüyor.

Mısır’ın göç korkusu
Bir başka Mısırlı yetkili ise 1979’da imzalanan barış anlaşmasıyla sonuçlanan Camp David Anlaşması’na atıfta bulunarak “Şu anki durum itibariyle ilişkileri askıya almak ya da Camp David’i çöpe atmak gibi bir planımız yok. Ancak İsrail güçleri Refah sınır kapısında kaldığı sürece Mısır Refah’a tek bir kamyon bile göndermeyecek” ifadelerini kullandı. Gazze’deki savaş Orta Doğu’nun en kalabalık ülkesi olan Mısır üzerinde ekonomik ve siyasi baskı yarattı. Gazze Şeridi’nde yaşayan 2.2 milyon kişinin çoğunu evlerini terk etmek zorunda bırakan saldırı, Kahire’de Filistinlilerin kitleler halinde Mısır’a göç edeceği korkusunu arttırdı.

Beyrut’taki Carnegie Orta Doğu Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan Yezid Sayigh, “Mısır için riskler gerçekten çok yüksek. Ve bence İsraillilerin Mısır’ın çıkarlarını ya da tavsiyelerini hiç dikkate almamasına çok içerliyorlar” değerlendirmesini yaptı. Savaşın Ortadoğu’nun genelinde yol açtığı kriz, 2013 darbesiyle iktidara gelen eski bir general olan Sisi yönetiminde zaten zor durumda olan Mısır ekonomisini de sıkıştırdı.

Sisi Şubat ayında yaptığı açıklamada, Yemen’deki Husi isyancıların Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırılarının gemileri Afrika Boynuzu’na yönlendirmeye zorladığını ve Mısır’ın kritik bir döviz kaynağı olan Süveyş Kanalı’ndan transit geçiş ücretlerini yaklaşık yarıya indirdiğini söyledi. Her iki tarafın gözlemcilerine göre İsrail’in Refah sınır kapısını ele geçirmesi de Mısır’ın Hamas’a karşı elindeki kozlardan birini ve Filistinlilerle dayanışmasını göstermesi için önemli bir aracı ortadan kaldırarak Mısır’ı kızdırdı. İsrailli bir yetkili Filistinlilere yardım sağlamanın ve ateşkes sağlamanın Mısır için öncelikler olmaya devam ettiğini söyledi.